top of page

Puer

Shin Gölü’nün berrak sularının ortasında, mavi çatılı beyaz evleriyle masalsı bir ihtişamla yükselen Puer Krallığı, uzaklardan bakıldığında sanki gökyüzüyle suyun birleştiği yerde yüzer gibidir. Şehir, ince taş sokakları, çiçeklerle bezeli avluları ve zarif kemerli köprüleriyle huzur dolu bir görünüm sunsa da bu sakin yüzeyin altında katı bir düzen hüküm sürer.

Burada hanedan, sadece bir yönetim değil; bir inanç, bir yaşam biçimidir. Halk, krallık ailesini neredeyse tanrısal bir konuma yükseltmiş, adeta onlara tapınmaktadır. Sarayın beyaz duvarları, krallığın ihtişamını ve mutlak gücünü yansıtırken, şehir meydanlarındaki sütunlar ve kabartmalar hanedanın zaferlerini anlatır.

Shin Gölü’nün dışında kalan şehir, sessiz ve düzenlidir. Sessizlik burada bir erdemdir; her sokak başında, duvar diplerinde sükûnet ve haysiyet hâkimdir. Ancak bu huzurun içinde göze çarpan en belirgin şey, yabancıya duyulan katı mesafedir. Puer, dış dünyaya neredeyse tamamen kapalıdır. Başka bölgelerden gelenler hoş karşılanmaz; dışarıdan gelen biri, eğer hemen fark edilmezse, gölün serin sularında kaybolabilir.

Luzhetsia ile güçlü ticari bağlar kurmuş olan Puer, bu ittifakı hem bir zenginlik kaynağı hem de bir koruma kalkanı olarak görür. Büyük gemiler, gölün kıyısına yanaşıp değerli mallarla yüklendiğinde, şehir birkaç saatliğine daha canlı görünür; sonrasında yine gölün derinlikleri kadar sakin ve gizemli bir sessizlik çöker.

Ve gün batımında, beyaz duvarlar altın ışığa bürünür, göl yüzeyi alev alev yanarmış gibi parlar. Ancak bu ihtişamın arkasında, krallık sırlarını sessizce saklamaya devam eder.

Puer

Giyim Tarzı

  • Instagram
  • X
  • Youtube
bottom of page